Sırt fıtığı (torakal veya dorsal fıtık), sırt omurları arasındaki disklerin genellikle dış arka kısmının yırtılması veya geriye doğru taşması sonucu oluşur. Disk, omur gövdeleri arasında hareketi sağlar ve ağırlığı süspansiyon görevi görerek taşır. Diskin dış kısmı anulus fibrosus, iç kısmı ise nukleosus pulposus olarak adlandırılır. Dış tabaka daha sert olup, travmalara karşı dayanıklıdır. En zayıf noktası arka tarafta, orta-dış kısımdadır ve fıtıkların çoğu bu bölgenin yırtılması sonucu oluşur.
Sırt fıtıkları, omurların kaburgalarla çevrili olması ve hareketin boyun ve bel bölgesine göre daha kısıtlı olması nedeniyle nadir görülür. Gövde omurları, dorsal veya torakal omurga olarak adlandırılır ve 12 adet torakal omurdan oluşur. Sırt fıtıkları genellikle T8-T12 omurlar arasında görülür. Şikayetler, seviyeye ve basının bulunduğu bölgeye göre değişir:
- Gövdenin bir tarafına yayılan kuşak tarzında ağrı, uyuşukluk, hissizlik.
- Sırtın ortasında ağrı.
- Büyük, kemikleşmiş santral fıtıklarda yürüme bozukluğu, sırt ağrısı, idrar ve büyük abdest tutamama, felç.
Sırt Fıtıklarında Tanı
Tanıda altın standart MR ve BT’dir. Diskin kemikleşmesini daha iyi görmek için mutlaka BT ile değerlendirme yapılmalıdır.
Sırt Fıtıklarının Tedavisi
Tedavide ilk seçenek ameliyatsız yöntemlerdir. Amaç, hastanın ağrılarını dindirmek ve günlük aktivitelerini ağrısız hale getirmektir. Bu yöntemler arasında fizik tedavi ve Algoloji doktorlarının uyguladığı enjeksiyon tedavileri yer alır. Nörolojik defisiti olmayan hastalarda 6 ay kadar ameliyatsız yöntemler etkili olabilir. Ciddi güç kaybı, İdrar ve büyük abdest kontrolünü sağlayan sfinkter kaslarında felç, veya ilerleyici güç kaybı durumlarında cerrahi planlanmalıdır. Ameliyatsız yöntemlerle şikayetleri geçmeyen hastalarda da cerrahi tedavi düşünülmelidir.
Sırt Fıtığı Tedavisinde Cerrahi Yöntemler
Sırt fıtıklarının cerrahi tedavisinde temelde iki yaklaşım vardır: posterior-posterolateral ve anterior. Bel fıtıklarında cerrahi yaklaşımlar tamamen arka taraftan yapılırken, sırt fıtıklarında bazı durumlarda ön taraftan yaklaşımlar gerekmektedir.
Kemikleşmiş santral fıtıkların posterior çıkarılması, anterior çıkarılmasına göre daha fazla nörolojik risk içerir. Fıtığa ulaşmak için omuriliği sağa veya sola manipüle etmek ciddi nörolojik komplikasyonlara neden olabilir. Bu nedenle anterior girişimler daha güvenlidir. Anterior girişimler minimal invaziv, torakoskopik ve açık torakotomilerle yapılabilir. Özellikle yaşlı hastalarda minimal invaziv girişimler veya torakoskopik girişimler tercih edilir.
Kalsifiye olmayan santral veya parasantral fıtıklarda posterior-posterolateral yaklaşımlar mikroskop kontrolünde uygulanabilir. Hem önden hem arkadan yapılan tekniklerde ameliyat esnasında nöromonitörizasyon yöntemi ile sinir iletimi kontrol edilmelidir.